Daha önceki postlarımdan birinde de bahsettiğim gibi, Karaköy Bej cumartesi akşamüstü partilerinde dolup taşıyor diyorlardı. Gittim gördüm gerçekten kalabalık ve iyi bir kitle vardı. Yaş ortalaması biraz büyüktü, mekandaki kişiler de çok ortalıkta rastlamadığımız, daha çok eski Nişantaşı Buz'un tayfasındandı. Biz 20.00 gibi gittiğimiz için insanlar yavaştan dağılmaya başlamışlardı, anladığım kadarıyla 17.00 gibi gitmek hem yer bulmanız açısından hem de eğlence açısından daha iyi olur. Benim aklım hala meşhur pazar sabahı kahvaltısında kaldı, o da başka sefere artık.
İkinci durak
Lokanta Maya. Karaköy Lokantası'nın hemen yanında yer alan bu restoran, adını son günlerde sıkça duyduğum başka bir yer. Benim pek yemekle alakam olmaz, içki deseniz antibiyotik sayesinde ondan da uzak kaldım. Ama ortam olarak sıcak ve samimi. Yaş ortalaması yine biraz yüksek. Rezervasyonsuz denemeyin, saat 22.00 gibi bütün masalar dolmuştu. Arkadaşlarım en çok tatlıları beğendiler, gittiğinizde özellikle bergamutlu çikolatalı dondurmayı deneyebilirsiniz, pişman olmazsınız.
|
Lokanta Maya |
Bütün İstanbullular gibi "Mart ayının 10'unda hava nasıl bu kadar soğuk olur?" temalı konuşmamızı da yaparak, Rehab'in kapısından girdik. Mekanın girişindeki bodyguardlardan sonra, ihtişamlı bir avize sizi karşılıyor. Ancak bu ayrıntı sizi yanıltmasın çünkü içerisi çok daha sade ama küçük ayrıntılarla dolu olarak dekore edilmiş.Garsonların üzerindeki "I'm in Rehab" tshirtleri, localara geçilen yerdeki kepenkler bu ayrıntılardan bazıları. Belki ilk gece olmasından belki de kapıdaki devasa bodyguardlar yüzünden içerisi pek dolu değildi ancak müzikler tatmin ediciydi. Açılış gecesi olması dolayısıyla içeride Erol Köse de vardı İzzet-Didem Antebi çifti de. Muhtemelen biz çıktıktan sonra daha başka ünlü simalar da gelmiştir, ama mekanın tarzını oturtması için biraz zaman ihtiyacı var gibi duruyor.
|
Rehab'de duvardaki yazılardan biri |